Kadınlar ve şarap hep özdeşleşmiştir. Kadınlar ve şaraplar. . . Ne kadar da benzerler ne kadar da yakın. Her güzel şarabın ruhu olduğuna inanırım. Tıpkı kadınlar gibi. Güzel ve kaliteli şarabın tadına varmak için bir gurme ve ince ruhlu olmak şarttır. Bir şairin de dediği gibi ;”Şiir gibi bakan kadınları, şiirden anlayan adamlar sevmeli” ki ziyan olmasın diye de bitirir. Kaliteli kadınları da alelade sevmemek gerek. Zevkini yoğun yaşayabilmek için. İyi bir şarabı ve kadını anlayabilmenin adımları da aynıdır. Anlayabilmek için tüm duyularına hitap etmesi gerek. Görme, koku, tat ve hissetmek gibi.
İyi bir şarabı anlayabilmek için ilk nasıl gözüküyor diye bakarız. Ne renk? Bulanıklık var mı? Rengi cezbedici mi? Tıpkı ilk önce fiziksel olarak dikkat çeken kadın gibi. Girdiği an gözler ona çevriliyorsa, herkes aynı anda süzüyorsa, farkedilmemesi imkansız. Bir kadın düşünün alımlı, çekici, seksapelitesi yüksek, vücut kıvrımları belirgin, ince belli, güzel elleri, güzel gözleri olan. Dış görünüş değil, içi önemli gibi çok romantik ütopik cümleler kullanamıyacağım. Marilyn Monroe’nun bunun için çok güzel bir yorumu var; “Erkekler kadınları kitap gibi görürler, eğer kapağı dikkatlerini çekmez ise içindekini okumazlar.”
İkinci adım ki aslında en önemli adımdır. Koku. Koku duyusu insanın unutamadığı tek duyudur. Öyledir ki, Şükrü Erbaş “Ne olurdu kokunun da fotoğrafı olsaydı.” der. Mesela güzel, cezbedici bir kadının kendisiyle özdeşleşen karakteristik özgün kokusu gibi. Baştan çıkarıcı ne olabilir ki? Unutulmayan kalitesini gösteren belirleyici adım. Tıpkı şaraptaki gibi. Koku yanıltmaz. Şarapta hata var mı? Kısa kısa kokluyoruz, üzümün karakteristik yapısından, üretim tekniğinden, meşeden vs. oluşan aromalarına kadar gösterir bize.
Görme ve kokudan sonra aslında hissetme, iki adımın somutlaşması, bütünleştiği test edilip, işlendiği adım. Tadım. Küçük bir yudum alıp, dilimizin tüm bölgelerinde gezdirip, koklarken aldığımız aromalar rehberliğinde dilin belli bölgesinde yoğunlaşarak şarabı hissetme adımıdır. Tıpkı kadına dokunmakla başlayan, tenini hissetmekten devam eden bütünleşme adımı gibi. Güzellik ve cezbedici kokusundan sonra uyandırdığı hissi yaşama, dokunma ile tenini hissetme bütünleşme, somutlaştırma adımı.
Tadım adımlarını bitirdikten sonra şarabın kalitesini somutlaştırmaya doğru gideriz. Değerlendirme de denir. Önce dengesine bakarız. Şarapta denge dediğimiz, alkol oranı, asidite, şeker miktarı ve tanen uyumu. Hiçbiri diğerini bastırmıyorsa dengeli şarap deriz. Bir kadının kokusu, dokunuşu, dokunduğunda verdiği his, güzelliği gibi hepsi uyum içinde ise oluşan muhteşem denge gibi.
Şaraptaki dengeden sonra bitiş olarak adlandırılan ‘uzunluk’. Şarap yutulduktan sonra tatların ağızda ne kadar süreyle kaldığını gösterir. Önemli olan tanen, asit, alkol değildir burda aramaların damaktaki kalıcılığıdır. Dengeli, uzun bitişli şarap kaliteli şarap göstergesidir. Bir çok kadınla birlikte olabilir, beğenebilirsiniz. Ama sadece çok azı hatta sadece biri kalır zihninizde, bilincinizde, bilinçaltınızda. Tek bir kadın çok güzel olup, alımlı, seksapelitesi yüksek, dokunuşunda, dokunduğunuzda aldığınız zevk, haz, hissedilen duygu tektir. Bu onun uzunluğudur hayatınızda. Olsa da olmasa da sizinle. Unutamazsınız, çünkü tektir.
Peki şarap sadece bundan ibaret mi? Şık bir kadehe dökülen kaliteli bir içkiden mi ibaret? Hayır tabiki. Sizinle ilanı aşk ederken de, arkadaş masasında sohbet ederken de, yemek yerken de, siyasi tartışmaya girerken de, akşam dinlenmek için uzanırken de, ağlarken de, mutluyken de eşlik etmeli. Tıpkı bir kadınla ağlayıp, gülmek gibi, ateşli tartışıp, sarılmak gibi, ayrılıp, yatmak gibi, aile ortamında oturup, kendini dağıtmak gibi, beraber isyan edip, beraber aynı şeyi paylaşmak gibi, sanat, kültür, siyaset konuşabilmek gibi ki – kadına aykırı olanı, devrimci olan yakışır-, ama saçma sapan şeylerden konuşabilmek gibi olmalı. Kadınla da şarapla da her ortama girebiliyorsan kalitelidir.
Kadınlar ve şaraplar ne kadar da benzerler. .