OOO SUPERTRAMP !

Alexander Supertramp, maceraperest ve gezgin ruha sahip herkesin ekolüdür belkide benim hikayem de onun sayesinde başladı..
2007 yılının yazıydı ortaokul yıllarını pek arkadaş canlısı olarak geçirdiğim söylenemez. Her zaman kendisiyle konuşup yine kendisiyle tartışan birisi oldum. Eh ! doğal olarak arkadaş edinmek benim için oldukça zor oldu.-birisi hariç- Yine kendime sorular yönelttiğim ve kendi içimde boğulduğum bir günde tanıştım Supertramp-la .Sahi sen ilk ne zaman başladın hayatı sorgulamaya ? Ben küçücük -tam tabiriyle- körpe bir kızdım işte bunlarla bocalarken..Çok iyi hatırlıyorum yine aile içi sorunlarının başkaldırdığı bir günde kendime ilk şu soruyu sordum. “Kendi hayatına daha ne kadar geç kalacaksın kızım” bu sorunun cevabı o kadar anlamsızdı ki o an ki boşlukla uzay boşluğu çatışırdı bak cidden.Bütün günü kendime soru sorarak geçirdim peki ya cevap ? KOCA BİR HİÇ.

“Hayat keşmekesine dalıp giderken kendi hayatını ne kadar yaşıyorsun ? ”
“Ailenle hayallerin arasında daha kaç kere seçim yapmak zorunda kalacaksın ? ”
“Hayallerin toplum için kaçıncı sırada ? ”

Böyle geçip gitti koca gün..ne yapmam gerektiğine karar vermem gerekiyordu çünkü önümde lise sınavları vardı-kabus- Benimse herhangi bir meslekte ilerlemek gibi kısaca “kariyer” planı gibi bir düşüncem yoktu.Sadece yaşıyordum işte..- Akşama doğru o zamanlar yakın arkadaş statüsünde olan tek arkadaşım-hala öyle- Ömer’le konuşmuştum bu konuyu. -ömer’e dair hiçbir şeyi unutmam ben-

E: Neden iyi bir eş iyi bir kariyer için çırpınmak zorundayım ?
Ö: Olması gereken o..(boş bakışlaar)
E: Hayır,neden toplumun bana sunduklarını yapmakla sınırlıyım onu söylemeye çalışıyorum ? Neden bir kariyer için yıllarımı vermek zorundayım ? Neden istemediğim bir hayatta rol yapmak zorundayım ? Mutlu değilim abiciim neden “mış” gibi yaşamak zorundayım.
Ö: Yapabileceğin daha iyi bir şey yok ondan. Mutlu olmak için yapman gerekeni belki hiçbir zaman bulamayacaksın. O yüzden önüne bir hedef koy.Hedefe gittiğin yolda mutlu olursun belki.
E: Her neyse boşver anlatamıyorum ben kendimi.
Ö: Çok düşünme Eylem,çok düşünüyorsun sadece yaşa.

Zaten sadece yaşıyorum nefes alıp vermek dışında yaptığım herhangi bir şey yok.Bu konuşmanın ardından attım kendimi dışarıya Kahramanmaraş gibi küçük bir şehirde yaşıyorsanız gidebileceğiniz yerler oldukça azdır -en azından benim için- Yürüdüm yürüdüm yürüdüm.. kafamda hep aynı soru “ben ne yapacağım” Sonunun çıkmaz sokak olduğunu bildiğim bir yolda yürüyordum tam anlamıyla. Önümdeki “duvarı” görüyordum ama inatla ona doğru yürüyordum.Sanırım 2 saate yakın yürüdükten sonra sahaf “İsmail Ağğğğbi’nin” yanında buldum kendimi. İsmail Abi  çok konuşkan-hiç susmazdı- bir adamdı kitaplarla bilgeliğini süslemiş bir adam. Kitaplar arasında dolaşırken sırf ismini ve kapağını beğendiğim için aldığım bir kitaptı “Yabana Doğru” şimdi söyleselerdi kendi benliğini böyle bulacaksın diye gülerdim herhalde..Eve gelip sırt çantamı odanın bir köşesine attıktan sonra yatağıma oturup başladım “SUPERTRAMP ” ın hikayesini okumaya..-kendi hikayemde tam burada başladı- sayfaları çevirdikçe kendimle yüzleşiyordum.Bütün bir gece okuduğum kitabın sonunda aklıma kazınan yerler şunlardı;

“O kasvetli evinizden ve minik atölyenizden çıkın! Kendinizi yollara vurun! Önünde uzun bir hayat var Ron! Yaşam tarzında radikal değişikler yapmalısın. İnsan ruhunun özü yeni deneyimlerden oluşur.Sense inatçı yaşlı adam tembel tembel kıçının üstünde duruyorsun.”

Sabaha karşı ne yaptım sizce ? Küçücük bir sırt çantasıyla “yollara vurdum” kendimi şimdilik gideceğim yer belliydi Ankara. Sürekli Ömer’den dinlediğim #ankarasokakları ile tanışma vaktiydi. 11 saat süren bir otostop macerasının sonunda-ki bu tek başına bir yazı konusu olur- kendimi Ankara’nın sokaklarında buldum.2 gün öyle güzel geçti ki öyle farklı geçti ki…Olmam gereken yerde olmam gereken kişiydim..Herhangi bir zorunluluk yoktu,kimsenin benden bir beklentisi yoktu. Ben sadece “bendim” ne eksik ne fazla. 2 günün sonunda Ömer’in beni bulmasıyla dönmek zorunda kaldım.Ama hala ne zaman yollara vursam kendimi  küçük bir kız çoçuğu gibi Alexander Supertamp’a teşekkür ediyorum.

“Teşekkürler Süperberduş kaybolmama izin vermediğin için”

Email adresiniz paylaşılmayacak