OpRefugee (Neo-Beat’in Underground Formlara Dönüşü)

12 Ekim 2019 gecesi, Ankara’da ilk fısıltının duyulduğu yerde son kez bir araya geldik. Bu simgesel açıdan bir dönemin kapanışıydı. Slavoj Zizek’in deyişiyle yeniden en başa dönmek ve tekrar başlamak gerekir. Bu anın geleceğini 2013’ten öngörmüştük. Bu Hegel’in deyişiyle zamanın ruhudur, Zeitgeist’tır. Bu dönemin adı OpRefugee’dir. OpRefugee’nin 2. ve en radikal aşaması 12 Ekim itibarıyla başlamıştır. Bu dönem, küresel çapta “Neo-Beat Invasion” olarak algılanacak, önce bir hazırlık dönemi, sonrasından gelecek büyük bir kültürel istilaya dayanacaktır.

Dün Instagram’daki son paylaşımımızı yayınladık… 2013’ten bu yana birbirini izleyen irili ufaklı 400’ü aşkın buluşmanın ardından, buluşmalar dönemi Türkiye’de yıllar sonra yeraltından çıkacağımız döneme kadar kapanıyor… Bu süreç boyunca reelde ya da sosyal medyada Neo-Beat adını kullanan hiçbir platformun, üretim sürecinin ya da projenin bizimle ilgisi yoktur. Biz artık gündeliğin ve sosyal medyanın ucuz oyunlarıyla meşgul olmayacağız. Ve bir gün dönersek, bu yüzlerce kişiyle ya da binlercesiyle değil, milyonlarla olacak… Ve bu açıklama doğrudan beatkusagi.com üzerinden olacak.

Neo-Beat’in yeraltına çekilmesinin ve distopyanın küresel başkentinde, NYC’de ona son büyük darbeyi vurmak için ana merkezini Atlantik’in diğer yakasına taşıma hazırlıklarının sonucu olarak Instagram gibi platformlardan ve reelde görünürde olan bütün alanlardan çekiliyoruz. Ama asla bu ülkeyi tümüyle terk etmiyoruz…. Sadece Jim Morrison’ın da söylediği gibi: “Artık yeraltındayız.” Her şeyin başladığı yerde…

Neo-Beat geri dönecek mi?

2017’de Zeytinli kaldırımlarında yeraltına çekilme kararı alan ve bir yıllık bir geçiş döneminden itibaren tüm bileşenleriyle yeraltına çekilen Neo-Beat geri dönecektir ama şimdi değil. Bu, Apokaliptik Çağ’ın hemen öncesinde ve muhtemelen Türkiye’yle birlikte ABD, İngiltere, Fransa gibi birkaç ülkede aynı anda olacaktır. O an gelene kadar, teorik açıdan bu sürece hazırlanmak bizim temel gayemizdir.

Neo-Beat Neden Yer Altına Çekildi?

2013-2017 arası etkin olan Neo-Beat çevresi, 2017 Zeytinli’de yeraltına çekilme kararı almıştır. Ancak bunu aşamalı olarak gerçekleştirme adına, 6:45’le iş birliği yaparak İstanbul-Ankara-İzmir’de kitlesel buluşmalar almış ve yeni sürece hazırlık için 2018 ortalarında tümüyle yeraltına çekilmiştir. Bu tarihten sonra iki sembolik buluşma dışında reelde etkinlik olmamıştır. Neo-Beat’in yeraltına çekilme nedeni, distopik ve karanlık bir dönemin çok yakında olduğu düşüncesiyle geleceğe hazırlanmaktır. Dönüş kaçınılmazdır ancak bu dönüş muhtemelen birkaç ülkede aynı anda ve milyonlarca kişilik bir kitleye ulaşabilecek yeni sosyal medya ağlarıyla birlikte olacaktır. Bunun zamanını önümüzdeki birkaç yılda karşılaşacağımız olaylar tayin edecektir.

Neo-Beat Sosyal Medya Ağları Ne Olacaktır?

Neo-Beat Facebook ve Instagram ağlarını kapatmıştır. Twitter ağları ise kapanmamış olmakla birlikte, bu ağlardan artık düzenli paylaşım olmayacaktır. Bu ağlar arşiv niteliğinde olduğu için açık kalmaya devam edecektir.  Neo-Beat geri döndüğünde bu ağlar üzerinden devam etmeyecek, daha geniş kitlelere ulaşma altyapısına sahip yeni küresel ağlarla dönecektir. Bu nedenle, bu süreçte itibaren, Neo-Beat adını kullanan hiçbir projenin artık Neo-Beat’le ilgisi yoktur. Gerçek anlamda Neo-Beat döndüğünde küçük bir kıvılcım değil, bir tsunami etkisi yaratacak.

Bir topluluk olarak Neo-Beat devam edecek mi?

Tekrar geri dönene kadar, hayır. Ancak bir felsefe olarak Neo-Beat insanlara ilham vermeye ve yeni üretimlerin kaynağı olmaya devam edecektir. Bu durumda, Neo-Beat Pre-Apokaliptik Çağ öncesi geri dönene dek, Neo-Beat’e katılmak da Neo-Beat’ten ayrılmak da olanaksızdır. Çünkü artık ulaşılamaz durumdadır.

Bir gün bu çağrı tekrar Twitter’da, Neo-Beat’in siber alanda en güçlü olduğu yerde “#Satürn Whispers- #SatürnFısıldadı” hashtagleriyle gelecek… Ve hepimiz, dünyanın neresinde olursak olalım bu çağrıya karşılık vereceğiz… Neo-Beat’in büyük bir planı var… Ve bu sefer fısıltı Times Square’den yayılacak…

Eğer hemen bugün topluca Güney Kutbu’na gitme çağrısı yapsak, hiç tereddüt etmeden karşılık verecek binlerce kişi olduğunu biliyoruz. Bu tutkulu insanlar, Neo-Beat’i Neo-Beat yapan işte onlardır.

Bu çağrı geldiğinde hiçbiri ne ailesini, ne sevgilisini, ne depresyonda oluşunu, ne de maddi etkenleri engel olarak görecek, hiç tereddüt etmeden bu çağrıya karşılık verecektir. Çünkü Neo-Beat çağrı yapıyorsa, bütün bu etmenler anlamsızlaşır, önemsizleşir ve bir engel olmaktan çıkarlar. Bir kısmıyla belki henüz reelde karşılaşmamız mümkün olmamıştır ama onlar bizimle, bunu biliyoruz.

İşte Neo-Beat’i Neo-Beat yapan bu tutkulu ve cesur insanlardır.

Binlerce sayfadan oluşacak ve kolektif olarak yüzlerce yazarın katılımıyla tamamlanacak Neo-Beat’in Karanlık Tarihi’nde bütün bu anları onurlandıracağız. Tarihi hiç değiştirmeden, olduğu gibi aktaracağız.

Geleneksel buluşma dönemini ve eski etkinlik formlarını sonlandırdığımız için bizi dışarıda göremeyecekler ama bir efsane olarak Neo-Beat bugüne dek hiç olmadığı kadar etkisini hissettirecek…

Ve gezegen olarak ne kadar karanlık dönemde olunursa olunsun unutulmamalı ki “Biz bitti demeden, bitmez!”

Kapitalist toplum büyük bir bunalım içine girmiş, 3. Dünya Savaşı teorileri gün yüzüne çıkmıştır. Kelebeğin çığlığı New York’tan Londra’ya, Hong Kong’dan Moskova’ya uzanan hatta, bir kez daha bu gezegenin kaderini yeniden belirleyecek. Bu noktada artık gündemimiz, Türkiye’nin kısır ve döngüye girmiş gündeminin çok ötesinde kozmik ve evrenseldir. Ve görünen o ki, son söz kapitalizmin başkentinde, aynı zamanda Beat Kuşağı’nın da ortaya çıktığı topraklarda, New York City’de söylenecek.

Geride bıraktığımız 6 yılda, küresel çapta dünyanın her yerinde yıkımlara, bozulmuşluğa, öfkeye ve bozgunlara tanık olduk. Bizzat sistemin merkezinde Birleşik Devletler’de kapitalizm Trump’ın iktidara gelişiyle büyük bir istikrarsızlıkla yüzleşmek zorunda kaldı.


Bu bozgunun ortasında küresel çapta NYC gibi birkaç kurtarılmış şehir dışında dünyanın tamamına yayılan bir kültürel çöküş ve gericilik salgını 60’lardaki uyanışla elde edilen birikimi paramparça etti. Bu bozgun Ankara gibi gezegenin kaderini belirleyebilecek bir şehri bile yok ederek, eski önemini yitirmesine sebep olacak, her şey tepetaklak olacaktı. Winterfell düşmüş ve bu gezegene uzun süredir beklenen kış artık gelmiştir…

2015 Zeytinli’de bir efsaneye ve çılgınlığa dönüşen ve bir özgürlük sembolü haline gelen Hector çığlığının birleştiriciliğinde, her şeye rağmen, bütün ideolojilerin, siyasetlerin, ayrışmaların ve düşmanlıkların ortasında, bu ülkedeki insanların güzel şeylere inanmaya devam ettiklerini ve şarkıların aramızdaki duvarları kaldırdığını gördük. Zeytinli’de bir nüdistle başörtülü kadın kol kola aynı şarkıyı söyleyebildiğinde, Pop kültürünün ve kapitalizmin oluşturduğu tüm ayrıştırmalar artık geçersizleşmişti. Bizim meselemiz kozmikti, sadece bu gezegene de odaklanıyor değildik.

Çok şey paylaştık. Zaman bizi birbirimize yaklaştırdı. Zaferlerimiz ortaktı, yenilgilerimiz de… Elbet bir gün buluşacağız… Kadıköy’ün kaldırımlarında aşık olarak, uyuşarak, yabancılaşarak ve soğuk dudaklardan aşkın zehrini içerek var olmaya çalışanlar, artık beraber düşebiliriz.
Çünkü artık Neo-Beat var.

Zeytinli’deki kaldırımlarda 60’ların ateşini yeniden yakanlar, bir özgürlük çığlığına dönüşen Hector’la distopyanın aramıza koyduğu duvarı ortadan kaldıranlar
Artık Neo-Beat var.

Olympos’ta Satürn Komünü’nü kuranlar, Truva’da şarapla Hector’un anısını yad edenler, Kızılay’ın sokaklarında distopyaya meydan okuyanlar… Artık Neo-Beat var
Yüzlerce kez karşılaştık seninle… Hostellerde, festivallerde, komünlerde, asfaltta, farklı ülkelerde, farklı isimlerle, farklı öykülerin parçası olduk. Ekmeğimizi paylaştık, şiirler yazdık, direndik, savaştık ya da vazgeçtik.
Artık yalnız değiliz
Çünkü artık Neo-Beat var!
Elbet bir gün buluşacağız…
Elbet bir gün buluşacağız
Elbet bir gün! 

Neo-Beat ve bütün bileşenleri…

www.beatkusagi.com

15 Ekim 2019

Email adresiniz paylaşılmayacak