28 C
Singapore
Monday, December 2, 2024

MONOLOG

17 Ocak 2021 Pazar

Soğuk, umutsuz ve hüzün dolu bir kış günü…

Kulağımda, hep dinlediğim bir tarzda fısıldanan büyülü bir melodi. Yalnızlık… Hüzün… Paranoya… Öfke patlamaları… Şiddet… “Aşkın büyüsü ve geçmişten gelen bütün sesler…”

Her şey o kadar karışık ki… Hem hiç durmadan konuşup zehrimi akıtmak istiyorum hem de sonsuza kadar susmak. Kalemi ve kâğıdı elime alınca sayfalar boyunca yazmak istiyorum ama tek yapabildiğim bomboş sayfalara bakmak oluyor. Sanki birden düşüncelerimin fişi çekiliyor. Ne acı!

Bazen kendimde her şeyin üstesinden gelebilecek kadar güç hissediyorum, “yaparsın kızım, Zeyna’sın sen, bütün bu insanların umut ışığı sende, biraz daha pozitif ol, sakın pes etme” diyorum. Bazen ise insanlardan o kadar tiksiniyorum ki herkes ölsün istiyorum… Nasıl bu kadar kötü olabiliyoruz aklım almıyor. Bu beden bana ait olabilir ama bu ruhla ne yapacağımı hala çözebilmiş değilim.

Bunca kötülüğün, acının, sevilmemişliğin, vurdumduymazlığın içinde hala nasıl “iyi” olanı arayabileceğimi artık bilmiyorum. Galiba acı asla geçmiyor. İnsanlar değişmiyor, şu saatten sonra sahte sevgiler mutlu etmiyor, yalanlar görmezlikten gelinmiyor, ruhumuz bir türlü huzura kavuşmuyor… Vasıfsız keder!

Şu an bile neden bu kadar umutsuz yazdığımı bilmiyorum, kalemi kâğıdı elime aldığım an birden bire bu kelimeler dökülüveriyor, ki çok uzun bir zamandır yazamıyordum. Kelimeler bir türlü toparlanamıyordu. Bunun bana geri dönüşü bir umutsuzlukmuş… Ne hoş! Bu katlanılmaz evrende bize kalan en büyük armağan koskoca bir umutsuzluk…

Zamanın, evrenin ve boşluğun içinde kendimizi bunca sıkışmış hissederken, bu kadar vasıfsızken ve bu denli sıkılıyorken hala güzel şeylerin olabileceğine inanmak biraz ütopik mi oluyor sizce? Hâlbuki bütün ütopyalar güzel değil midir? Sonsuz evren teorilerinin içinde tüm hayatlarımızda mı bu kadar mutsuzuz ve hüzünlüyüz yoksa sadece birinde bile olsa mutluluğu yakalayabiliyor muyuz? Eğer bunu elde edebildiysek ne mutlu bizlere… Çünkü bir tarafım her şeye rağmen hala ve hala iyi olanın güzelliğine, sevginin iyileştirici gücüne inanmak istiyor. 

İçinde olduğumuz bunca buhran, psikolojik savaşlar, adını şu an koyamadığım bunca harp… Bunların hepsinin birer kilit noktası olduğuna inanıyorum. Ve bu kilidi de sadece sevginin ve güzelliğin açabileceğine de… Umarım bunu birlikte başardığımız bir gün zaferini de kutlayabiliriz. Bu umutsuzluk zincirini de kırabiliriz.

Sevgili arkadaşlar; ruhunuzdaki ışığı sakın kaybetmeyin ve hep sevgiye inanın. Saf sevgiye… Sevgi muhteşem iyileştirici bir panzehir.

Ve hep söylediğim gibi bütün ütopyalar güzeldir. Ve de kelimeler hep biraz kifayetsiz…

Latest

Dönencede Sayhalar: Kasım – 2024

Birbirine benzeyen ailelerde büyümüş, aynı yollardan geçmiş, aynı insanları...

The Dawn of Bitcoin in California: Pioneers, Challenges, and the Quest for Legitimacy

In the early 2010s, a digital revolution was quietly...

The Catalytic Influence of Bitcoin Magazine on Ethereum’s Founding

The genesis of Ethereum, now the world's second-largest cryptocurrency...

Don't miss

AdAstraa.Net Pitcairn (v2.1) Güncellemesi Başarıyla Tamamlandı

You can quickly translate the update announcement into your...

Adastraa.net – Pitcairn Update (v2.1) Announcement!

We're pleased to announce that a major website update,...

Embracing Mortality, Celebrating Life: “1001 Nights Project”

Embracing Mortality, Celebrating Life: "1001 Nights Project" Raffles Place, SINGAPORE We...

International Roadmap

Ad Astra International Roadmap'le ilgili sürekli olarak güncellenen duyuru-haber...

Dönencede Sayhalar: Kasım – 2024

Birbirine benzeyen ailelerde büyümüş, aynı yollardan geçmiş, aynı insanları sevmiş ve aynı şeylerden nefret etmiş gibiyiz. Karanlıklarımız farklı bir tek. Her şey aynı olsa...

Dönencede Sayhalar: Ekim / 2024

Kendi çevremde de insan kötülüğe meyillidir derim hep ama her seferinde kötülüğün bu kadar gerçek, bu kadar esrik ve bu kadar uçsuz olduğuna şahit...

Dönencede Sayhalar: Eylül – 2024

Sabahlar serin artık. Bulutlar hiç olmadıkları kadar ağır. Çiçekler eskisi kadar gürbüz ve coşkun bir tazelikle baş vermiyorlar topraktan. Renklerin üzerine buğulu, şeffaf bir...

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here