Arzunun Ayak İzleri

Gölün oradan sağa kıvrılan bir yanı ağaçlıklı bir yanı göl olan yola girdim. Dümdüz uzanıyordu önümde yol. Sezginin gücü getirmişti beni buraya. İçimde bir yerlerde konuşan o yumuşak ses. Bir fısıltı gibi.

Yürüyüş arzusu, tek başına. İçimde konuşup duruyor. Uzun bir yolculuk ve yalnızlık. Bu ikisi nasıl da ferah geliyor. Bilmem kaçıncı kez izlediğim Tracks filminden sonra öyle baskın geliyor ki bu his, her şeyi bırakıp kaçıp gidesim geliyor. Robyn Davidson… Çölde develerle yürüyen kadın.

Sezginin sesine kulak vermek. Onu duymak, çölde yönünü bulmak kadar zor mu? Değil belki de. Bir harita bir de pusula. Tüm ihtiyacım olan bu.

Yıllardır tasarlıyorum bu hayali. Uzun bir yürüyüş rotası ve ben. Olduğum şartlarda bunu nasıl gerçekleştirebilirim? Şartları o hale mi getirmek gerekli? Bilemedim. O ses bağırıyor. O fısıltı gibi olan ses. Çığlıklar atıyor içimde.

Önümde dümdüz uzanan yolun belirlediğim yerine vardım. Bir de ucunu göremediğim, kıvrımlardan oluşan hayat yolum var. Daha başlayamadım.

The following two tabs change content below.

Latest posts by aydnferda (see all)

Email adresiniz paylaşılmayacak