bilmiyorum

ağırlığımı tartamıyor toprakzaman ayağını bastığın yeringeçiciliğibugün yazmayacağım demiştim oysauzaklaştıkça yakınlaşıyor muyum yoksabugün çizmeyecekti teller geçmek isteyeni bir çocuk gördüm, elinde kerpetenoyuncak ayısının dişlerini

çocuk hâlâ

saklanmak istiyorumen ince ağacın gövdesindebir tek kalbimi dayayarak yaşlı gövdeyesaklanmak istiyorum karınca yuvalarınatek parmakla oymak karanlığıçevirmek küçük bir ekmeği sırtımdasaklanmak istiyorum babamın eteğinin altınaannemin

bunun bir adı yok

elveda buralara, yürüyeceğiz gececi hayvanlarla.felsefemiz olmayacak göklerden başka.dünyayı bilmezden gelerek bileceğiz. yürüyeceğiz şiş adımlarımız, nasırlı ayaklarımızla en rahatsız ayakkabımızda.çıplak kalmak için rahatsız olacağız

biz olabilmek neydi?

Bir ve birin katları yine bir. Oruç Aruoba sormuş bu soruyu, “ile” kitabında. Üzerine düşünmek istedim, ama benimki patolojik bir inceleme olmayacak. İnsan sevdiğine nasıl bu kadar patolojik bakabilir onu da anlayamıyorum. Mesleksel göz

izimde karanlık

ışığı uydurdu mezarı kayıp ölülerkaranlığın kalkanından gölgeleri günahkârlar gölgemin dizleri nasırlıduvarlarda diz çöküyor günahlarımyalanlarınız kendimi asıyorgölgelerin kalpleri

taş yontuları

Çizim: @Abreekche ağaçlar yürüyor yağmurdaserçeler beni seviyor avuçlarındaçığlık çığlığa duruyorum sokak boşluğundatek değilim gök gürültüsünden korkankaranlıkta tanımsız kendindenküçücük uçarlar olduğunu bilirim böceklerinışıkta büyür

benzersiz

hiç benzemiyoruz birbirimizeiki nar kırıldıtaneleri soluk pembe, taneleri koyu kızılne kadar benziyoruz birbirimize kol boyumuz aynı değilüstümüz başımız yırtıldızaman durdu, aynı değil yastığımın çukurugömleğin üstüme tam oldu,

Gece yolcuları

Gümüş dua: bizden başka kimse anlamayacak Öğlen miydi? Hayır, öğlen sıcağında dışarı çıkılmasına izin vermez anneler. Öğlen güneşleri yasaklı iki genç çocuktu onlar. Evden kaçmış, başlarına ay geçen iki genç çocuk. Gecenin karanlığını

belirgin

Dikili, liman kuşlar ve renkler, günbatımları vicdanım kırılır hassas bir testere kılı ölüleri alnıma sürülen çağımın kanıkörelirken tanrı içimde kimsesizsarıl, üşüyorum!yalnızlık ince geliyor göğsümeözlemek seni kanlı batımlartitriyor

turuncu kasımpatılardır layığım

“aşık olduğuma sonuna kadar değiyor,” bu ne demek? aşkı yaşamak kendiliğinden aşka layık yapmaz mı? hak etmek...düşünüyorum. hak edişimi tahsil edemiyorum. inşa ederek değil, yıkarak ilerliyorum.bir şeye layık olmak... insanın ömür