biz olabilmek neydi?

Bir ve birin katları yine bir.

Oruç Aruoba sormuş bu soruyu, “ile” kitabında. Üzerine düşünmek istedim, ama benimki patolojik bir inceleme olmayacak. İnsan sevdiğine nasıl bu kadar patolojik bakabilir onu da anlayamıyorum. Mesleksel göz sapması, mesleksel kalp yarılması diyelim buna. Seni, beni yatırıp ameliyat etmeyeceğim. Kendiliğinden eriyen misinalarla göbeğimizden de dikmeyeceğim birbirimize. Sadece ne düşündüğümü bulmaya çalışıyorum. Düşünmek bende hep kuvvetli bir inançla geldi. Kuvvetle inanırım düşüncelerime, düşüncelerimin başlangıç noktası kalbimdir. Yani bir atletin silah sesini duyduğu ilk çarpıntıdan yola çıkarım hep. O yüzden yapacağım ilk iş soruyu değiştirmek olacak.

Bir olabilmek neydi?

Biz olabilmekte ister istemez bir toplum kokusu alıyorum, ister istemez kurallar zincirinin sürüklenirken ki sesini duyuyorum. Bir olmak öyle mi, ucu biriciğe kadar uzanan uzun bir yol var sanki önünde. Bir ve birin katları yine bir. Katlanılan her şeyi dışarıda bırakan bir. Çoğulculuğu kabul etmeyen bir. Bütün anlamı da yok mudur birin? Ayrılmayacak bir bütün. Bizin içinde ise ayrılığı baştan kabullenen sen ve ben. Sonra daha başka kaç kişi var, bizin içinde. Kapıları açık bizin. Kendini unutmadan, başkalarını da hatırlayarak biz olunur. Biz, ağız alışkanlığıdır; bir’e kolay kolay dili varmaz insanın. Dili varsa, kalbi varamaz. İki kişinin en iyilerinin tek bir vücutta toplanmasıdır bir. Peki kolay mıdır en iyisinin onda olduğunu kabul etmek? Daha da önemlisi zayıf taraflarını kabul edip vedalaşmak, değişmek kolay mıdır? Birini bu kadar sevmek kolay mıdır? Derinde bulmak bile derinin varsa geçerlidir. Ne sevmenin ne de aşkın yeteri kadar bilinç içerdiğine hiç inanmadım. Bilincin girdiği yere gereklilik de girer, fayda da. Bilincin olduğu yerde mutlaka seçim vardır. Sadece seçim yaptığını kabul etmezsin, ki bu da bilinçlidir.

Aşk seçilir mi peki? Kalp bile saati bozulduktan sonra anlar birde iki çarptığını.
Bir seçilir mi? Seçtiğimiz bir değil, birincidir. Bu yüzden erkek kuş dişisi için en gösterişli dansını sergiler. Bizin içinde uyum gizlidir. Uyum bir arada olmak için gerekliliktir. Uyumlu olanı seçmez aşk. Aşk ne seçicidir ne seçilen. Uyumlu olmak kontrol gerektirir. Aşk kontrolsüzdür. Biz kontrollüdür. Tüketmez kendini, hep kalanı olur bizin. Oysa bir öyle midir? Birden bir çıkar, geriye sıfır kalır. Bir ayrılamaz, imha eder kendini kendiyle. Aşk geride kalmayan, geride bırakmayan…

Sen “ile” ben: biz. Senin ile benim: bizim. Mülkiyet nasıl da sızar bize. Bizim olan varsa, senin ve benim olan da vardır. Aşkın bağlacı yoktur. Aşkta hiçbir şeyden bize yetecek kadar yoktur. Aşkta her şey “bir”dir.

Birinden, birine…

The following two tabs change content below.

icten

Latest posts by icten (see all)

Email adresiniz paylaşılmayacak