Bu kozmik paralel evrende bir asteroid gibiydik. Ya çarpıp büyük hasarlar bırakacaktık, ya da biz yok olacaktık.  

Geçmiş an’lara yeniden merhaba.

Dedi içinden usulca, sanıyorum geceye. 

Sanrılara inancı plasebo etkisindeyken hem de. 

Kafasında kurdukları, inandığı her şeyi yerle yeksan ederken rastladı evrene. 

Yıldızlar karıştı bedenine, toz olup dağıldı gezegenlere. 

Her birine.

Bir parçasını yaşattı uzayın derinliklerinde. Kendisinde bir hiç kalana kadar hem de. 

Böyle bulmuştu yolunu. 

Ve yine böyle kaybetmişti varını yoğunu. 

Metalik bir tat dolandı dilinden ruhuna. 

Büsbütün anlam karmaşası. 

Geldiği yeri aradı, bulamadı …

Bulmak için çabalamadı. An’ın tadını çıkardı ve vardı. 

İstediği yere değil kendini kaybettiği yere ulaştı. 

Bulaştı. 

Ve yeniden merhaba …

Kime ve neye bilinmez. 

Bu sadece girişiydi öznenin, bilinmez bir yolculuğun başlangıcına. 

Belki bir gün tüm elvedalara … Merhaba …

The following two tabs change content below.

Email adresiniz paylaşılmayacak