Henüz sessiz değilim

Günleri saydığım yerdeki dehlizlerden geçiyor daha hafif hissetmek için kelimeler biriktiriyorum.
Sağır kalan kelimelerim anlamdan sıyrılıyor ve ben..
Henüz sessiz değilim.
Cümlenin ortasındayım.
Dudaklarının sesimi bulması için telaffuz etmesini bekliyorum.
Bir fakir gibi uyuyorum, bana ait sokaklarda
Sessizliği yumuşatabilecek, ipuçlarını körükleyecek kelimeler arıyorum.
Yüzümü uzun zamandır görmüyorum, ama beynimin arkasındaki küçük ışığa da, hiç alışamıyorum
Beni her zaman uyandırıyor ve uyarıyor.

Güneş rızam olmadan tekrar içeri girdi, bütün bir toz bulutunu uyandırdı.
Yüzümü geri koydum, jestlerim kollarımın ucunda, pencere önünde gözlerim kaldı
Beynimi yerine koydum, en azından geriye kalanını.
Adımları, kelimeleri ve sırt çantamı hazırladım.
Anıların kaybolduğunu ve umudumu sürdürdüm
Sürdürürken kanımı tüketen ızdırapları doldurdum.
Bu gece yola çıkacağım
Ayı ve düşen yıldızları, uyuyan bulutları ve ağaçların sallandığı rüzgârın eski şarkısını, uyku halinde anlamsız rüyaları tanıyacak mıyım?
Onu somutlaştıracak hiçbir şey olmadan,
Kafamdaki kelimelerle dışarı çıktığımda, serapı görüntülerden ve yalan sloganlardan ayırt edebilir miyim?
Hayatım boyunca sadece kelimelerim kaldı.
Ben yazarken masanın bacakları hareket ediyor
Kelimeleri takip ediyorlar
Düşme riski olmadan artık duramıyorum Sayfalar her şeyin tabanı haline geldi. Durduğumda hayatta olduğum için şaşırdım

Baş ağrılarımın arasında bu gece denizi hayal ettim,

Bir blues ritminde,

sessiz dalgalarda Yavuz Çetin’i duyabilecek miyim?
Eğer şarkı söylemiyorsa dalgalar onun adını sayıklıyor.
Şimdi yanımdaki boşluk bana karşı savaşan varlıklarla dolu.
Gece şimdi açık bir yaradan başka bir şey değil
Telefon, yokluğa koyduğumuz bir sessizliktir.
Onun sessizliğini duyarak günler geçirdim. Uzun bir süre prizden çektim ama gecenin ortasında daha yüksek sesle çaldığını duydum.
Evet.
Asla bir şey beklemiyoruz
Ama hepimiz birini bekliyoruz
Onlarla birlikte tüm umutları, bir anahtar deliğinden çok uzakta hareket eden insanları görüyoruz.
Ölüleri bir öpücüğün ışıltısına ve ondan ölen yaşayanlara tercih edenleri görüyoruz. Hayatımı kelimelerle kilitleyerek mi geçirmeliyim?
Ancak, açmam gereken tek bir kapı var ve ardında
Sesler duyuyorum.
Dünyaya tutunmak için gözlerimi açıyorum. İnsanlığı geçmek zorundayım.
Ben bir insanım
Artık gerçekten çıplak değilim
Kelimeler cildimde kıyafet izleri bıraktı. Aynanın ağzında, sadece kırışıklıklar ortaya çıkar, fikirler görünmez olur.
Gölgem sağır olmasına rağmen onunla dans ediyorum
Uykusuzluğum sırasında kanatlarını kaybeden ve yerde sürünen kuşa eşlik ediyorum, rüya bir nesneye, umudu paraya dönüştürdü.
Bu bir geri dönme değil, bizden kaçmadan önce zamanı yakalama meselesi..

Email adresiniz paylaşılmayacak