Yalnızlığıma dokunmayan yanların diyorum
Ne güzel
Ürkek ve derin, bir kapıyı aralıyorsun
Şakaklarına günün altın ikindisini katmış
Önümde vakur yürüyorsun
*
Bu tırnaklarınla aşındırdığın kapılar senin
Cılız bir çocukluk hayali
Herkes koşarken sen durmuşsun
Gözlerin hep uzakları beklemiş
Dilinde kimsenin sahiplenmediği sözler
Seneler boyu birikmiş de birikmiş
*
Kapının ardı bir mabedin yürek yanı
Tınısı başka, kokusu başka
Güneş başka ışıyor teninde senin
En arsız parıltıları hizaya sokuyorsun
Uzaklar mı gelmiş beklediğin?
Başkasında unuttuğun gözlerin mi tedirgin?
Kapının ardı diyorum, kalbimin ürkek yanı
Uzun uzun dokunuyorsun
Taş kesilmiş cesaretim, ellerini izliyorum
Parmakların ruhunu gölgeleyen perdeler sanki
Yükselen sütunlara çarpıyorsun nefesini
Havayı içime çekiyorum
*
Başımızın üstü geniş rüzgârlı kubbeler
Zaman bir körün paslı aynasındaki yarasalar gibi
Sesin derin bir oluktan kulağıma akıyor:
“Ölümle sevdaya tutuşmak hayatın en anlamlı işi.”