Yabancı

IMG_20131229_191155

Elime uzandı, tuttu. Kalabalığın arasından koşar adımlarla yürümeye başladık. Kollarımızı açıyorduk, gülümsüyorduk ve düşünmüyorduk. Yanımızdan akıyordu mutsuz insanlar kalabalığı. Yokuş aşağı sahile doğru inen bir ara sokağa saptık ve şekilsiz, kırık bir basamakta durduk. Saçları dalgalanıyordu onun ve bembeyaz teni, turuncumsu dudakları sabah güneşinde parlıyordu. Omzuna dökülen saçları düz ve simsiyah; gözlerinin altı hafif mordu ve teninde çili andıran minik noktalar vardı. İncecik bedeni ve hüzünlü bakışları ona melankolik bir hava katıyordu ve damarlarına enjekte ederken düşünebiliyordum onu. O haz ve o dinginlik yüzünde belirirken, damarlarında dolaşan zehri hissedebiliyordum. Onu kollarımda düşleyebiliyordum bir pazar sabahında; eski püskü bir kanepede ve gün ışığı odanın sadece küçük sehpasını aydınlatırken.

Sanırım sevmiştim onu. Birbirimize baktık, sokakta kimseler yoktu. Bana bir şeyler söyleyecek sandım ama söylemedi. Ben de söylemedim. Kelimeler kullanılmamalı ve saklanmalıydı ve ikimiz de bunun farkındaydık. Konuşmadık. Elimi tuttu yeniden, oynadı, yeniden tuttu ve bıraktı. Yanağında dolaştırdım elimi; okşadım, yumuşacıktı ve dudaklarına dokundum. Soğuktu. Arkasına döndü ve yokuştan denize doğru yürüdü. Dar sokağın ortasındaydı güneş ve yüzüme vuruyordu. Kayboluşunu izledim. Yol uzadı uzaklara doğru ve ben kırık basamağa oturdum. Sigara içtim, düşündüm, yazdım, defterimi kokladım ve uzun bir süre o sokaktan ayrılamadım.

(2013)

Email adresiniz paylaşılmayacak