Ruhsal Uyanış Çağrısı

Merhaba sevgili yıldız tohumları;

Bu dünyada neden VAR olduğumuzu,nereden gelip nereye doğru YOL aldığımızı,bizleri bu yolda nelerin beklediğini,
neler deneyimleyeceğimizi ve nelerden vazgeçersek hangi kapıların açılabileceğinden bahsetmek istiyorum.
Her AN çok özel olmakla beraber tüm yaşadıklarımız kendi seçimimiz lütfen bunu hatırlayın…
Tüm deneyimleri kendi kontratlarımız doğrultusunda yaşıyor ve öğrenmemiz gerekenleri öğrenip an ve an bir basamak daha sıçrıyoruz.
Bu dünyada neden var olduğumuz konusunda her bir değerli can parçası farklı düşünse de ben bütüne katkı sağlamak için burada olduğumuzu deneyimleyenlerdenim.
Nedir bütüne katkı sağlamak ?
Var oluşun bir parçası olan bizler
Yan,yön,ırk,millet,mezhep,din,fikir,cinsiyet,kuşak ya da her hangi bir kavram çerçevesine girmeden özgürce,neşeyle,bolluk ve bereket içinde insan olmayı deneyimleyip ÖZ’ümüzde var olan tek besin kaynağımız SEVGİ’yi taşımak ve en kudretli şekilde yaymak için buradayız.
Peki bunu nasıl gerçekleştirebiliriz?
Yargılamadan,Arkadaşça,Nazikçe ve Gayret göstererek.
Peki ya sonra ?
Sonrası size su gibi akacak çünkü yukarıda belirttiğim 4 aşama biz insanlığın YANG’ını oluşturuyor
YİN kısmı ise zaten bu HAL’e gelen her bir ruhun kendi akışında mevcut sezgisel duyumlar ve deneyimler.
Bizleri bu yolda neler bekler?
Niyetinizde olan,akışın içindeki tüm eylemlerimiz bizlere bir sonraki adımın habercisi olarak görünür aslında…
Bazen bunu fark edemeyiz.
Bazen işin içinden çıkamadığımız durumlar olur…
Olacak elbet işte orada unuttuğumuz ve hatırlamamız gereken yegane parçamız olan NEFES devreye girsin izin verin NEFES sizi akışa ulaştırsın.
AN’da olmak ve AKIŞ’ta ilerlemek sizi kendi ÖZ benliğinizin kapılarına taşır gerçek sevgiyi hatırlar ve neden burada var olduğunuzu bilirsiniz
aksi halde NEFES’i unuttuğumuz an EGO devreye girer ve bu sancılı bir süreci başlatır..
Kısır bir döngüde bulursunuz kendinizi bu döngü sizi rahatsız etmeye başlar ve çırpınışınız sizden başka kimse duyamaz o çırpınışları..
Ruhumuzla bağımızın kesildiği,akıştan uzaklaştığımız ve AN’ı kaçırdığımızda bedenimiz bize sinyaller göndermeye başlar nitekim hastalanmaya başlarız..
Bizler çocukluk döneminden bu yaşlarımıza kadar bir çok konuda kendimizi geliştirmeyi basardık fakat unuttuğumuz bir şey vardı o da bedensel zihinsel ve ruhsal gelişimimizi dengede tutmamız gerektiğiydi
Doğduk ailemiz ya da başkaları tarafından bir şekilde büyütüldük,beslendik,serpildik bedensel gelişimimizi tamamladık.
Okula gidip bilgi sahibi olduk,sınavlara girdik,kazandık ya da kaybettik,işe girdik,tecrübe kazandık,evlendik aile olmayı öğrendik,anne olduk-baba olduk zihinsel gelişimimizi tamamladık.
Peki ya ruhsal gelişimimiz ?
işte bu gelişim tüm dengeyi ayakta tutan ve bizi gerçek kaynağa bağlayan geldiğimiz yere bizleri taşıyan asıl meselemiz…
Şimdi derin bir nefes al ve kendin için bugün ne yapmak istediğini sorgula
korkmadan,çekinmeden sorgula
Sen ne seviyorsun ?
Ne yapmak istiyorsun ?
Kimsin ?
Neden buradasın ?
Neden varsın bu hayatta ?
Sana sorulmamış tüm soruları sor kendine ve bugün ruhuna attığın o güzel adımlarının keyfini çıkar.
Belki de ilk defa çıplak ayaklarla yürüdün kalbinin derinliklerine…
Belki ilk defa bastın o kurak topraklara yalın ayak..
Belki canın acıdı,
Belki heyecan duydun,
Belki rahatsız oldun,
Belki neşe doldun,
Belki de seni orada uzun zamandır bekleyen,unuttuğun çocukluğun karşıladı..
Belki de o soruları kendine sorduğunu fark ettiğinden beri bir ürperti var bedeninde..
Kim bilir senden daha iyi seni…
Kime anlatsan da anlaşılmayan o HAL’lerini kim bilir?
dışarıda aradığın her şeyi bir kenara bırakıp kendi içine dönmeye ve oradaki evrenle karşılaşmaya ne dersin ?
Her cevabın sende saklı olduğunun garantisini verebilirim ufak adımlarla başlarsan eğer devamı akışla gelecek ve sen artık o eski sen olmayacaksın
Yolun açık olsun yol arkadaşım
SEVGİYLE VE IŞIKLA…

Dilerseniz bana buradan ulaşabilirsiniz.

The following two tabs change content below.

frenchkiss

Florebo quocumque ferar ❀

Email adresiniz paylaşılmayacak