Mevsimi Değil, Kristaller Paramparça

Bir adam var, surlarımdan hüzünler toplayan. Mevsimi değilmiş, dikenlerin batması ondan. Ellerini kanattığım bir adam var, çocukluğumun katlinde. Surlarımın diplerinde ayrık otlarına özenircesine çıkan hüzünleri köklerinden koparan bir adam, yerine kırılmışlık ağaçları dikecek.

Habersiz bir rüzgâr kapı tokmağını tutmuş – parmakları buz- dokunamam. Gelme. Gelme istemem. Canımdan aldığın bir sen var, bende fazlasıyla saf kalmış. Gelme, gelme istemem. Dokunursan bulanır yine durulmuş nehirlerim, yansıtan hiçliğini.  Gölgelere bulaşmış bir şey var. Ne olduğunu bilmediğim.

Kocaman bir sokak, bir dünyayı yutacak. Sokağın ortasını deşen bir yol. Uzayan kıvrımları bir kadının belinden kalçasına inen mükemmel oranlara taş çıkartırcasına. Sokak lambaları bozuk veya kırılmış bilerek, hatta belki isteyerek. Kırılmış bir şeyler var işte. Var olamayan, var olduğunu sanan. Kırılmaların, doğru parçalarından ışınlara dönüşen düzlemlerinde bir nokta var mesela. Adına nirvana dediğiniz. Daha yükseğe çıkamam. Mevsimi değil, paramparça kristaller.  İnce bir sızı, öylesine kırgın ki daha fazla dokunamaz uçmanın eşiğine.  Odamdaki kaktüsün bana dair sırları. Kırgınlığın nirvanasındayım, daha yükseğe çıkamam. Anla. Uçmayı bilmem. Kanatların kırılmadığı zamanlar belki biraz çırparım, beyaz tüyden düşercesine saten bir denize parmak ucum. Martıları kıskanırım, kıskanırım, anla.

Bir yer var, beyaz tavşanın konuştuğu. Ufalıp girebileceğimiz delikler kadar çok ve hissedebileceğimiz kadar az. Bir yolu olmalı ortadan kaybolmanın. Daha fazla sevemem. Kırılmışlık kotamdan taşan hüzünler var, yerlere bulaşmış, koridorlara, duvar diplerine. Daha fazla bakamam gözbebeğinin etrafını saran irisin ardındaki mevsimlere. -Çok can yakıyor bilgelik- Mevsimi değilmiş, ondandır toprağımda kök salan delilik. Sana dair tuz buz olmuş içimdeki kristallerin soprano çığlıklarını duyamıyorsan hala, gelme. Gelme sakın, mevsimi değil henüz büyümenin. Mevsimi değil anla, anlayabilir misin? Çok kırılmış. Anlayabilir misin? Mevsimi değil güllerin, dayanamaz duvarlarımın nem kapmış temelleri. Üzerime yıkılır. Mevsimi değil sabrın, çok kırılmış. Anlayabilir misin? Kristaller paramparça.

 

Email adresiniz paylaşılmayacak