Soggoth Röportajı

1. Öncelikle Soggoth’un kuruluş süreciyle başlayalım. Grubun kuruluş süreci nasıl gerçekleşti ve müzik açısından hangi motivasyon unsurları bunda etkili oldu?

Hüseyin- Öncelikle merhabalar. Geçen sene (2019) sanırım nisan, mart aylarında Gökhan abi yeni bir proje başlatmak istediğini ve beraber yapmak isteyip istemeyeceğimi sorduğunda kabul ettim. Kendi hayatımızdaki türbülansları black metal ile yansıtmayı amaçladık. Şahsi fikrimce bu konuda iyi gidiyoruz. Sound olarak dijital iğrenç gitar tonları tercih ettim. Çünkü kulağa güzel gelmesi kaygısı taşımıyorum depresif ve ürkütücü bir sound arayışındayım her zaman. Aksi yapılan işler bana hiçbir zaman samimi gelmedi. Gökhan abi de yaratılan soundda hep arkamda duruyor besteleri beğeniyor sağ olsun. Bu konuda kısa süre içinde sinerji yakalayıp yola devam etmek doğru bir proje içinde olduğumu hissettiriyor. Gökhan abi şarkı sözlerinde daha çok insanın hayatı boyunca tecrübe etmek zorunda kaldığı sıkıntılar ve insan türünün karanlık, pislik yönlerini ortaya koyuyor.

2. Grup üyelerinin birbirini bulması nasıl gerçekleşti? Distopik bir dönemde grubun ortaya çıktığını düşünürsek karantina koşullarında metal müziğin kendisini yeni ifade ediş yolları ne olabilir?

Hüseyin- Gökhan abiyle tanışmamız benim solo projelerimden biri vasıtasıyla oldu. Satan’s Work isimli çalışmamı yayınladığımda parçanın tarzı doom metal olduğu için Gökhan abinin dikkatini çekmişti daha sonrasında tanışıp sanal bir arkadaşlık kurmuştuk. Sonra grup fikri ortaya atıldı ve Gunduz Javanshir ile sosyal medyadan tanışıp davulcu olarak gruba dahil ettik. Gitarist ve bass gitarist ise Gökhan abinin Sis’te beraber çaldığı Erkan Urel ve Özgür Gümüş oldu.

 Karantina dönemi hakkında konuşmak gerekirse düşüncelerimizin önemli olduğunu pek sanmıyorum çünkü herkes aynı süreçten geçiyor ve herkes bu durumu kendi tecrübe ediyor. Benim açımdan normal hayatımdan pek bir farkı olmadı ve hiç garip duygular içine girmedim yaptığım şeyi yapmaya devam ettim ve aynı soundda müzik yapmaya devam ediyoruz. Dünya değişiyor dijital platformlar ile müzik çok çabuk tüketilebilen bir haz haline geldi ve fikrimce saygınlığını kaybediyor. Fakat geniş kitlelere hitap edebilmenin de 21. Yüzyılda başka bir yolu yok maalesef. Fiziksel kopyaların daha az satılması da ödenen bir bedel. Metal müziğin duraklama sürecinde olduğunu düşünüyorum yeni tarzlar elbet ortaya çıkıyor fakat ses getirebildiklerini düşünmüyorum. Karantina süreci bu durumu değiştirmeyecektir. Diğer müzik türlerinde bu böyle değil. Pazarları yüksek olduğu için tüketilebilen materyal de çok oluyor.

3. Soggoth’un yeni bir albüm hazırlığı var mı ? Varsa albümün konsepti için ne gibi planlarınız var ?

Hüseyin- Evet şu an bir albüm üzerinde çalışıyoruz. Albüm ismi henüz net olmamakla birlikte çıkış tarihi için de bir şey söylemek şu an çok zor çünkü dediğim gibi kimseye bir şey kanıtlamaya veya beğendirtmeye çalışmıyoruz. İçimizden geleni yapıyoruz. İlk single ‘Emerge’ ü yayınladığımızda çoğunlukla güzel tepkiler aldık. Arkamızdan söven de çok var. Sövenlere dürüst oldukları için teşekkür ediyorum bunlar ilerlememizde bize yardımcı olacak geri dönüşler. Yalan yorumlar duyup kendimizi kandırmaktan çok daha itici bir güç bu dürüst yorumlar. Albüm konsept bir albüm değil bu yüzden çeşitli konulardan çeşitli soundlarla bahsediyoruz. Bu konular insanın doğası, paganizm ve hayatımızdaki türbülanslar.

4. SİS’in ‘Karanlığın Fısıltıları’ albümü ne gibi tepkilerle karşılandı? Reelde ya da online kanallar üzerinden bir turne düşünüyor musunuz?

Mr. Jass Lee- Sis’in albümü ilk olarak dijital platformlarda 2018 yılında yayınlandı fakat biz fazla bir tanıtım yapmadan grup dağıldı ve yeniden farklı kadrolarla bir araya geldiğimizde sadece 1 tane doğru düzgün konser oldu. Onun dışında canlı çalamadığımız için bu kadar sevildiğini bilmiyorduk. Bu yıl Toxin Music cd formatında bastı ve albüm bir haftada 100 kişi tarafından satın alındı bu elbette bizi çok mutlu etti. Şimdilerde 2. Basım gelecek. Onun dışında pandemi sonra yeniden konserlere tam gaz devam edeceğiz. Sis’in yeni bir davulcusu var. O yüzden dostlarla buluşacağımız için oldukça heyecanlıyız. Ayrıca devamında da yeni sürprizler olacak.

5. İçinde bulunduğumuz dönemde metal müziğin geldiği son nokta hakkında düşünceleriniz nelerdir? 1990’lardan 2020’lere bu kültür Türkiye’de hangi tabuları yıkarak bugünlere gelmiştir?

Mr. Jass Lee- 90’larda imkan yoktu ama çok sağlam gruplar vardı ve türler dahilinde köklü albümlere veya demolara imza attılar. Örneğin black metal alanında Witchtrap, Pagan, Satanic Versus gibi gruplar. 2000’lere gelirsek eski ruhu yer yer kaybetse de yine çok etkili özellikle extreme metal alanında çok iyi gruplara sahibiz ve birçok genç grup da çok iyi işlere imza atıyor. Toplumda artık büyük oranda metalciler 90’larda olduğu gibi öcü gibi görülmüyor buda elbette olumlu bir durum. Onun dışında memlekette artık her yerde çok iyi gruplar var ve bundan dolayı da mutluyuz.

6. Tekirdağ’da yaptığınız çalışmalara nasıl tepkiler aldınız? Biraz da oradaki underground kültürü üzerine yorum yapmak ister misiniz?

Mr. Jass Lee- Soggoth, İstanbul çıkışlı bir grup ama burada doğan Sis maalesef ki burada çok fazla destek göremedi. Destekleyenler var gibiydi ama maalesef onlar sahte ve yalandı. Yer altı kültürüne gelecek olursak 2007 sonrası maalesef yok oldu ve neredeyse çoğu grup dağıldı ve yazar yetişmez oldu. En son 2016’da Larva Fanzin döneminde biraz hareket getirmiştik. O da fanzini kendi kafasına göre bitiren arkadaş yüzünden yok olup gitti. Fakat biz şu anda burada yaşayan Neo-Beat ler olarak yeniden bu hareketi başlatacağız ve bu sefer kimse bizi durduramayacak

7. Soggoth, Sis ve Çerezzine’ın Neo-Beat felsefesi üzerine bir şeyler söylemek ister misiniz?

Mr. Jass Lee- Sis Neo-Beat ruhunu yüzde yüz taşıyan bir gruptur ve en güzel konserini Kadife sokakta gerçekleştirmiştir. Karanlığın ardındaki ışık Saturnun ta kendisidir ve daima fısıldayacaktır. Soggoth ise ilhamını aldığı uğursuz ve karanlık gücü Lovecraft evreni ve Sartre varoluşçuluğuyla en dipsiz kuyularda gezen bir oluşumdur. Elbette Neo-Beat özgürdür ve özgürlük kavramı Soggoth için çok değerlidir. O yüzden Neo-Beat felsefesi üzerimizde etkilidir desek yanılmış olmayız.

8. Son olarak Soggoth ismi nereden gelmektedir?

Hüseyin- Lovecraft hayranı olarak, Lovecraft evrenindeki kendi bilinçleri olmayan ve  ‘Elder Things’ denilen varlıklar tarafından manipüle edilen Shoggoth isimli yaratıklardan ilham aldık. Bu yaratıklar Lovecraft evreninde ağır işlerde çalıştırılıyor. Ve özgür iradeye inanmadığım için bu yaratıklarla insanları bağdaştırdım ve bu isimde karar kıldık.

Soggoth’un ilk teklisi ‘Emerge’ isimli çalışmayı aşağıdaki linkten dinleyebilirsiniz.

Email adresiniz paylaşılmayacak